Eski asker yeni siyasetçi Yankı Bağcıoğlu ilk kez Cumhuriyet’e konuştu: Doğruya doğru yanlışa yanlış
Kumpas davalarında hedef alınan Bağcıoğlu, “siyasiler tarafından kumpaslara göz yumulması”nın bir bedeli olması gerektiğini söylerken, “son yıllarda FETÖ mücadelesi maalesef ikinci plana itildi” tespitinde bulunuyor. Siyaset teklifinin Genel Başkan Özgür Özel’den geldiğini anlatan Bağcıoğlu, iktidarın savunma politikaları hakkında “doğru yapılana doğru, yanlış yapılana yanlış diyeceğim” ifadesini kullanıyor.
Eski asker yeni siyasetçisiniz. Önce askerlikten başlayalım. Sizin gibi Atatürkçü subaylar son dönemde görev beklerken emekli ediliyor. TSK’da siyasi bir tasfiye mi var? Siz de bu yüzden mi emekli edildiniz?
Açıkçası kendimi henüz tam olarak bir siyasetçi gibi görmüyorum. Yeni bir göreve atanmış ve bunun heyecanı ile göreve katılmış gibiyim. Siyaset çok fazla girdileri olan, oldukça esnek ve hızlı değişen bir olgu, ben de alışmaya çalışıyorum. Mesleklerinde temayüz etmiş, liyakat sahibi Atatürk ve Cumhuriyetin temel değerlerine gönülden bağlı bazı amiral ve subayların görev sürelerini tamamlamadan emekli edildiklerine tüm kamuoyu gibi ben de şahit oldum ve aynı durumu bizzat tümamiralliğimin ikinci senesinde yaşadım. Bu süreçte hangi akıl işletildi, kimler tarafından karar vericiler ve onay makamları nasıl etkilendi ve yönlendirildi bilemiyorum. İleride mutlaka ortaya çıkacağını düşünüyorum. Gerçeklerin ilelebet gizli kalması gibi bir durum asla mevcut değildir. Ben yeni Milli Savunma Bakanımız Sayın Yaşar Güler’in bu çerçevede düzeltici tedbirler almaya çalışacağına gönülden inanıyorum.
15 Temmuz sonrası TSK kadrolarının FETÖ’den kurtarılmasını beklerken, bunun yerine YAŞ’ın yapısından terfi düzenine kadar siyasetin etkin olduğu bir dönüşüm göze çarpıyor. Milli Ordu’nun yerine siyasi ordu tehlikesiyle mi karşı karşıyayız sizce?
Aslında liyakat ve teamüllerin dikkate alındığı bir sistemde; mevcut ya da bir önceki YAŞ yapısının esas alınması bir fark yaratmazdı. Esas sorun siyasilerden mesleki ikbal bekleyen, sistemin açıklarını kullanan, şahsi menfaatlerini vatan ve vazifeden üstün tutan kişilerdir. Askerler terfi etmesinin yolunun görevini en yapmaktan geçtiğini unutur, siyasilerin desteğinden geçtiğini düşünür ve buna göre hareket ederse, bu TSK’nın zayıflamasının önünü açar, tarihimiz bunun kötü örnekleri ile doludur. Son yıllarda TSK’da bu yola tevessül edenlerin sayısının arttığını üzülerek görüyorum. Umarım Sayın Güler bunun önünü keser ve TSK, liyakat ile teamüle dayalı ideal yapısına tekrar kavuşur.
Yakın sayılabilecek dönemde emekli oldunuz. Peki askerlerin bu dönüşümden rahatsızlığı var mı? Bunu Hükümet’e aktarabiliyorlar mı?
Aslında burada bir yanlış anlamayı da düzeltmek lazım, görevdeki askerler siyasi konulara öyle düşünüldüğü gibi dahil olmazlar. Yakın çalışma arkadaşlarım arasında böyle konuların konuşulduğuna hiç şahit olmadım. Bu konuların konuşulduğu yerler Milli Güvenlik Kurulu veya Yüksek Askerî Şûra gibi devletin resmi platformlarıdır. 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra, TSK FETÖ’cülerden arındırılırken görevde kalan vatansever askerler zorluklar ile baş başa kaldılar. FETÖ’nün işlediği suçlar nedeniyle fatura görevdeki askeri personele hatta TSK’ya kesildi, askeri liseler kapatıldı, sağlık ve askeri yargı sistemi yerle bir edildi, atama ve terfi sistemi MSB’nin sivil yöneticilerinin insafına bırakıldı, emir komuta yapısı değiştirildi. Ben de bunu yaşayan biri olarak ifade ediyorum ki, kuvvet komutanlarımız da bu sıkıntıları resmi yollar ile dile getirdiler ancak sonuç değişmedi.
Siz de kumpas mağduru askerlerden birisiniz? FETÖ’nün kumpaslarında AKP Hükümeti’nin rolünü nasıl değerlendirirsiniz?
Evet ben de İstanbul Askeri Casusluk Davasında yargılandım, yerel mahkeme mahkûmiyet kararı verdi, Yargıtay onadı ancak Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararı verdi ve yeniden yargılama sonucunda beraat ettim. Ağırlıklı olarak 2008 ile 2015 yılları arasında yaşanan ve esas olarak Türk Silahlı Kuvvetlerini hedef alan FETÖ kumpasları döneminde, devletin yetkili makamlarında bulunanların siyasi ve vicdani sorumluluğu olması gerekir. O dönemde kumpas olduğu açıkça ortaya çıkan süreçlere müdahale edilmemesi nedeni ile Türk Silahlı Kuvvetleri zafiyete uğramış ve milli güvenliğimiz tehditlere açık hale getirilmiştir. Askeri vesayetin kaldırılması gerekçesine sığınılarak ve bu bahane ile yetkiyi elinde tutan siyasiler tarafından kumpaslara göz yumulması, büyük bir milli güvenlik sorunu oluşturmuştur. Bunun da bir sorumluluğu ve bedeli olmalıdır.
FETÖ ŞÜPHELİLERİ GERİ DÖNDÜ
TSK’da FETÖ ile mücadele ne durumda? FETÖ tehlikesi bitti mi?
Uzun süredir özellikle TSK’da FETÖ operasyonu ya da ihracı duymaz olduk, tam aksine mahkemelerden alınan beraatlar ile göreve dönen askerleri daha çok işitir olduk. Elbette masum olan kişiler süratle görevlerine dönsünler. Ancak FETÖ Borsası dedikoduları bu kadar ayyuka çıkmış iken bu yargılamalarda alınan beraat kararları da bizleri endişeye sevk ediyor. Ben görevde iken MİT ve Emniyetin çok sayıda tespiti olduğunu bizzat biliyorduk, ancak son yıllarda FETÖ mücadelesi maalesef ikinci plana itildi. Özellikle OHAL sonrası çıkarılan 7145 sayılı kanunun bazı maddelerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ile doğan boşluk hükümet tarafından henüz doldurulmadı. Bu kanun iptali ile kurumu tarafından üzerinde ağır FETÖ şüphesi olan askerler görevlerine geri döndüler. TSK’nın hiçbir birliğinde, karargahında, gemisinde FETÖ şüphesi taşıyan bir asker görev yapmamalıdır. TSK’da bilerek ya da bilmeyerek ya da operasyonları erteleyerek bir FETÖ’cü dahi bırakmak ikinci 15 Temmuzların yolunu açmaktır.
TEKLİF ÖZEL’DEN GELDİ
Siyasete girme kararını nasıl verdiniz? Teklif kimden geldi?
Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel kumpas davalar sürecinde mağdurların seslerini duyurmaya çalışan ve sürekli yanımızda olan çok güvendiğim bir siyasetçi idi. Siyasete girmeme yönelik teklif Sayın Özel’den geldi, kendisi CHP’de milli güvenlik ve savunma sanayi alanında büyük bir eksiklik olduğunu ve bilgi birikimimden faydalanmak istediğini söyledi.
Milli Savunma Bakanlığı’nı CHP adına izleyecek gölge kabinedesiniz. Şimdi ne yapacaksınız? Söyleminiz, planlamanız, önerileriniz ne olacak?
MSB özelinde çok kısa ve öz bir cevap vereceğim, doğru yapılana doğru, yanlış yapılana yanlış diyeceğim. Sayın Yaşar Güler benim de geçmişte beraber çalıştığım değer verdiğim bir komutanım. O da benim gibi işin siyasetine yeni yeni alışıyor. Kendisinin geçmişte yapılan yanlışları düzelteceğine inancım tam. Eminim önümüzdeki günlerde etkisini hissedeceğiz. CHP özelinde ise partimizin siyasi kültürü içinde Atatürkçü değerlere bağlı kalarak uzmanlık alanımızda fikirlerimizi ilgili kurullarda dile getireceğiz. Genel Başkanımıza destek olacağız.
SELÇUK BAYRAKTAR SİYASET ÜSTÜ KALMALI
Ana muhalefetin Genel Başkan Yardımcısısınız. Mevcut Savunma Bakanı ile görüşmeyi planlıyor musunuz? Böyle bir teklif gelse ne dersiniz?
Genel Başkanımız da yapıcı bir muhalefet yapacağımızı ve Gölge Kabine’nin de bu yüzden kurulduğunu ifade etti. Bu kapsamda her türlü görüşmeyi seve seve yapabiliriz. Kaldı ki Sayın Güler beraber çalıştığım bir komutanım.
AKP, CHP’yi sürekli savunma sanayine köstek olmakla suçladı. Bu suçlamaya karşı stratejiniz ne olacak?
Savunma Sanayi siyaset üstü bir mesele, ülkemizin bekası içinde oldukça önemli, Kıbrıs Barış Harekâtı’nda uygulanan ambargodan çıkarılan dersler sonucunda bugünkü savunma sanayimizin temelleri atıldı. Geçmişte bu uğurda emekleri olan siyasileri ve askerleri yok sayamayız. Savunma sanayinin yerlileşmesi en büyük ülkümüzdür. Bu uğurda hizmet eden her kim ise desteğimiz onunla olacaktır. Savunma Sanayinde atılım yapmak isteyen küçük şirketlere ve yatırımcılara da şu anki milli gururumuz bir BAYKAR olma fırsatı verilmelidir.
Askerlerin çoğunun Bayraktar Ailesi ile tanışıklığı var. Sizin hiç diyaloğunuz oldu mu? Zaman zaman Selçuk Bayraktar’a siyaset yakıştırılıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Gerek basından takip ettiğim kadarı ile gerekse Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargahında Kuvvet Komutanı ve Kurmay Başkanına yaptığı makam ziyaretlerinde elde ettiğim izlenimler çerçevesinde; rahmetli Özdemir Bayraktar’ın vatansever, ileri görüşlü ve vizyona sahip bir kişi olduğunu değerlendirdim. Ayrıca; rahmetli Özdemir Bayraktar’ın FETÖ kumpas davalarında mağdur olmuş askerlere olan desteğini ben de duydum ve müşahede ettim. Bu nedenle kendisini ayrı bir yere koyuyor rahmetle anıyorum. Sayın Selçuk Bayraktar’ın siyasete yakıştırılması ya da girmesi onun şahsi tercihidir. Ama Cumhurbaşkanımızın damadı Sayın Selçuk Bayraktar’ın da siyasette tartışma yaratarak değil siyaset üstü davranarak hizmetleri ile anılmasını tercih ederim.
YANKI BAĞCIOĞLU KİMDİR
1967 yılında İstanbul’da doğdu. 1985 yılında Deniz Lisesi’nden, 1989 yılında Deniz Harp Okulu Makine Mühendisliği Bölümünden mezun oldu. Deniz Kuvvetleri Harekât Başkanlığı (Eş zamanlı vekaleten İstihbarat Başkanlığı) görevini icra eden Bağcıoğlu, 32 yıllık askerlik yaşamını 30 Ağustos 2021 tarihi itibariyle Tümamiral rütbesiyle tamamladı. Kumpas davalarında hedef alınan Bağcıoğlu, CHP’de Milli Savunma Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı görevi ile siyasete girdi.