Türkiye’de elverişli tüm çatılarda güneş enerjisinden ne kadar elektrik üretilebilir?
6 mins read

Türkiye’de elverişli tüm çatılarda güneş enerjisinden ne kadar elektrik üretilebilir?

İklim ve enerji alanında düşünce kuruluşu Ember’in uydu görüntüleriyle yaptığı yeni bir analize göre, Türkiye’de güneş enerjisi santrali (GES) kurmaya elverişli çatıların tamamı bu amaçla kullanılırsa, potansiyel olarak 120 GigaWatt (GW)’lık ek kapasite oluşturulabilir.

Elde edilen yıllık çatı GES elektrik üretimi potansiyeliyse 148 TWh. Bu, Türkiye’nin 2022 yılındaki toplam elektrik tüketiminin yüzde 45’ine denk geliyor.

Çatı üstüne kurulacak GES’ler için farklı potansiyel hesaplamaları yapılabiliyor, Ember’in çalışması çatı uygun alanlarını da göz önüne alan teknik potansiyeli hesaplıyor.

Bu kapsamda uydu görüntüleriyle Türkiye’de 6 Şubat depremleri sonrasında afet bölgesi ilan edilen 11 il dışındaki 70 ilin GES potansiyeli incelendi.

İllere göre çatıların GES potansiyeli

Buna göre çatı GES potansiyeli nüfus açısından büyük üç il İstanbul (10,4 GW), Ankara (10,1 GW) ve İzmir (9,3 GW) ilk sırada yer alıyor.

Çalışma GES’e uygun çatıları düz ve eğilimli olmak üzere ikiye ayırarak inceliyor. Düz çatılar daha çok sanayi tesislerinde görülürken; konutlarda eğimli çatılar öne çıkıyor.

Ember’a göre düz çatıların toplam GES kapasitesinin 61,7 GW olarak ölçüldüğü çalışmada, İzmir 6,7 GW ile düz çatı GES potansiyeli en yüksek il.

İzmir’i diğer büyükşehirler İstanbul (4,7 GW), Ankara (4,7 GW) ve Bursa (3,3 GW) takip ediyor.

Onları sanayileşme oranı yüksek Kocaeli (2,5 GW), Manisa (3,1 GW) ve Tekirdağ (1,9 GW) izliyor.

Çalışmaya göre eğitimli çatılardaki GES kapasitesi toplam 58,9 GW. İstanbul (5,7 GW) ve Ankara’nın (5,5 GW) bu kapasitede başı çektiğinin ancak hanehalklarının konut tiplerinin sonuçlarda etkili olduğu belirtiliyor.

Türkiye’de apartman binalarının genellikle düz çatıya; az katlı ve müstakil evlerin eğimli çatılara sahip olduğu belirtiliyor.

Bu da Antalya gibi nüfusun büyük çoğunluğunun yüksek katlı binalarda yaşadığı bazı illerin kalabalık da olsa eğimli çatı potansiyelinde ilk 10’da yer alamamasına neden oluyor.

Diğer yandan nüfusun yarıdan fazlasının iki veya daha az katlı binalarda yaşadığı Afyon (2,8 GW) gibi illerin eğimli çatı potansiyeli yüksek görünüyor.

Çatıların büyüklükleri dahil uygunluk oranı açısından değerlendirildiğinde, Uşak, Afyon, Eskişehir ve Kütahya gibi İç ve İç Batı Anadolu illerinin yüzde 40’ın üstünde uygunluk oranına sahip olduğu belirtiliyor.

Çalışmada, “Afyon, Kütahya, Kırşehir’in özellikle uygun eğimli çatıları, Mardin ve Siirt’in ise düz çatıları öne çıkarak bu istatistikte ön sıralarda yer almalarını sağlamıştır” ifadeleri kullanılıyor.

“Afyon, Çorum, Iğdır, Kırşehir ve Yozgat tükettiğinin iki katı elektrik üretebilir!

Kapasite potansiyelinden yola çıkarak illerin elektrik üretim potansiyelini de hesaplayan çalışma, listenin ilk sırasındaki İstanbul’un 11,4 TWh’lik üretim potansiyeliyle Ankara (12,5 TWh) ve İzmir’in (12,4 TWh) gerisinde kaldığını söylüyor.

Çalışmaya göre Afyon, Çorum, Iğdır, Kırşehir ve Yozgat gibi illerin çatı GES elektrik üretimi potansiyelinin bugün faturalanan elektrik tüketimini karşılama oranı iki katından yüksek.

Ember, Türkiye’nin Ulusal Enerji Planı kapsamında 2030-2035 yılları arasında her yıl yaklaşık 4 GW’lık yeni GES kapasitesi eklemesi gerekeceğinin altını çiziyor.

BBC Türkçe‘nin sorularını yanıtlayan Ember Türkiye, Ukrayna ve Batı Balkanlar Bölge Lideri Ufuk Alparslan, daha önce, bu planda kurulumların nasıl artırılacağının net olmadığını söylemişti.

Çalışma 120 GW’lık teknik potansiyelin bu süreçte önemli bir payı olabileceğini öngörüyor.

Türkiye’de isteyen herkes çatısına GES kurabiliyor mu?

Teorik olarak Türkiye’de hanehalklarının yaşadıkları konutlarda çatı GES kurmalarının önünde bir engel yok.

2019 yılında devreye alınan aylık mahsuplaşma uygulaması çatı ve cephe GES’lerinin önünü açan en önemli gelişmelerden biri olarak görülüyor.

Yönetmelik değişikliğiyle brilikte meskenler GES üretim lisansı alma ya da şirket kurma zorunluluğundan muaf tutulmuşlardı.

Bunun yanında aylık mahsuplaşma hakkı, tüketim fazlası elektriğin tüketicinin bağlı bulunduğu tarife üzerinden satılması imkanıyla yeni bir gelir fırsatı yaratmıştı.

Ancak Ember değişikliğin güneş enerjisi üretiminin artış eğiliminde yeni bir ivme yaratmadığını söylüyor. Bunda bürokratik süreçlerin uzun sürmesinin etkili olduğu düşünülüyor.

Zira mesken tüketicilerinin GES kurmadan önce santralin kurulacağı bölgeden sorumlu dağıtım şirketi, iletim sistemi işletmecisi (TEİAŞ), Enerji İşleri Genel Müdürlüğü, dağıtım sistemi işletmecisi (TEDAŞ) ve üniversiteler gibi farklı kuruluşlardan onay alması gerekiyor.

Türkiye’de nüfusun yüzde 90’a yakının iki ya da daha çok katlı binalarda yaşaması da bir diğer engel olarak görülüyor.

Bunun nedeni apartman binasında ikamet ediliyorsa, kat maliklerinin izin süreçleri ya da çatıdaki alanın sınırlı olması gibi farklı sorunlarla yüzleşmeleri.

Ember, “Ülke genelinde elektrik tüketiminin dörtte birinin gerçekleştiği meskenler Türkiye’de en düşük elektrik tarifesinin uygulandığı tüketici tipi olduğu için” bugün fosil yakıtlara uygulanan sübvansiyonların Hazine üzerinde önemli bir yükü olduğunu söylüyor.

Buna ek olarak çatı GES’leri sanayinin karbonsuzlaşma sürecinde kritik rol oynayacağı da belirtiliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir